İçeriğe geç

Kapitalizmin geleceğini Ionesco 50’lerde öngördü

02 Haziran 2012 tarihinde, Radikal Gazetesi’nde yayımlanan Bahar Çuhadar’ın haberi

Türkiye ’de ne zamandır Ionesco oyununa rastlamıyorduk. Festival için bir Ionesco metni olan ‘Yeni Kiracı’yı seçme sebebiniz nedir?
Ionesco ile tanışmam, eskilere dayanır. ‘Kel Şarkıcı’ ve ‘Macbett’ adlı oyunlarını sahnelemiştim. Ionesco’nun dünyası ile benim dünyam bütün yazarlar içinde en çok kendiliğinden buluşandır. Dünyayı benzer tuhaflıklar içinde algılayabiliyoruz. Hissettiğim gülünçlü ama ürkütücü irkilmeyi o, çok daha önce hissedip metne dökmüş. Ben de bunu bu zamandan hissedip algılıyorum ancak kendi yaşadığım tuhaflıkları da görüyorum bu metinde ek olarak… Metinde en çok eşya ve mal ile olan ilişki etkiledi beni. Mal ve mülk deyince, karşımıza elbette para çıkıyor. İnsan ve para ilişkisini artık hırçın kapitalizm belirliyor. Bu yüzden seçtim metni…

Günümüz insanının ‘sahip oldukları yüzünden kendi yaşam sınırlarını daralması’ halinden Ionesco bu oyunla 1950’lerde bahsetmiş. 50 yıl sonra aynı ‘sıkışmışlıkla’ yaşıyoruz. Sahnede bir uyarlama mı göreceğiz?
Ionesco 50’lerden, kapitalizmin nasıl hırçın bir tabiata bürünebileceğini öngörmüş! Oyunu asla bir uyarlama haline getirmedim. Uyarlama yapmak kolaycılık olurdu ve işi sanki sadece bu topraklarda yaşanıyormuş gibi bir duruma getirirdi. Bu, evrensel bir tema… Okuduğumda da dedim ki, ben bu mal-mülk ilişkisinin ve savaşın tam ortasındayım. Dünya insanı da bunu yaşadığına göre tekst durumu çok iyi anlatmış. Yaklaşımımızın tam ortasında, insana dokunma çabamızı bulabilirsiniz.

Absürd tiyatro Türkiye’de pek tercih edilmez, sizin absürde yaklaşımınızı merak ediyorum…
Uyumsuz olan hayatımızın ta kendisi. Oysa tiyatro dünyamız, genellikle absürdden korkar. Absürd, daha en baştan anlaşılmaz kategorisine konuyor. Garantili anlatım biçimlerinden şaşmak istemiyor birçok profesyonel tiyatro… Tiyatromuz gerçekçi tiyatronun biçimi ve yöntemlerinin ablukası altında. Amatör ya da genç topluluklar bu konuda daha cesur. Yaşantımız uyumsuz olan bu tür metinlere olağanüstü bir zenginlik verecek cinsten hâlbuki. Politikacıların duruşundan tutun, sevgili ilişkisine bu uyumsuzluğu yakalayabilirsiniz. Absürd biziz; anormal olanı, doğal algılama ısrarında olduğumuz için… Kapitalizmin köşeye sıkıştırdığı insan, hâlâ aşkı arıyor. Oysa aşkın imkânsızlığını kendisi baştan yaratmış oluyor, sistemin içinde uyumluymuş gibi davranarak… Hayatı bize sunulduğu biçimiyle yaşama refleksi ve bunu doğal algılama eğilimi bile absürd… Absürd metinlerden kaçınılmasının bir nedeni de humordan kaçmaktır bence. Entelektüel olmak bizde aptalca ve sıkıcı bir ciddiyet olarak algılanıyor. Oysa entelektüelliğin atmosferi humorla kaplı olmalı.

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1089848&CategoryID=82

Kategori:EleştiriRöportaj